Fransızca içindeki retourner ne anlama geliyor?
Fransızca'deki retourner kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte retourner'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki retourner kelimesi döndürmek, (geri) gitmek, geri dönmek, geri vurmak, geri dönmek, döndürmek, çevirmek, devirmek, baş aşağı çevirmek, tersini çevirmek, tersyüz etmek, tersine çevirmek, tersyüz etmek, yüzünü çevirmek, çevirmek, üzmek, saf değiştirtmek, tersyüz etmek, tersini çevirmek, baş aşağı çevirmek, baş aşağı etmek, kafa yormak, altüst etmek, bozmak, iyice aramak, altını üstüne getirmek, geri göndermek, altını üstüne getirmek, döndürmek, iade etmek, geri, geriye, yağma etmek, soymak, talan etmek, arkaya dönmek, dönmek, çevrilmek, geri dönmek, tekrar ziyaret etmek, yeniden ziyaret etmek, arkaya/arkasına bakmadan, eski haline dönmek, külahları değişmek, ters tepmek, geri tepmek, eski haline dönmek, dönmek, dönüvermek, -e düşman olmak, dönmek, yana dönmek, hızlıca dönmek, bırakıp gitmek, ters dönmek, geriye dönmek, devam etmek, üzerinde düşünmek, kafa yormak, kafa patlatmak, geri dönmek, -e geri dönmek, düşünüp taşınmak, derin düşünmek, düşman etmek, geri dönmek, detaylı olarak incelemek, geri dönmek, zorla bıraktırmak, (domuz) burnu ile yeri eşelemek, geri tepmek, sık sık fikir değiştirmek, parende atmak, ani politika değişikliği yapmak, aleyhine dönmek, önyargı verdirmek, geriye, dönme, dönüp durma, posizyon değiştirmek, (uykuda) bir o yana bir bu yana dönmek, yürüyerek geri dönmek, geri dönmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
retourner kelimesinin anlamı
döndürmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Retournez la viande et arrosez-la de jus de cuisson. |
(geri) gitmek, geri dönmekverbe intransitif (dans un endroit) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Je retourne souvent dans la ville où j'ai grandi. Sık sık doğup büyüdüğüm kasabaya giderim. |
geri vurmak(Sports : une balle, un service) (spor) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le champion a fait un smash mais son adversaire a réussi à renvoyer la balle. |
geri dönmek(dans un lieu distant) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je suis allé en Grèce rendre visite à ma tante l'année dernière et j'ai hâte d'y retourner. |
döndürmek, çevirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tim retourna la carte pour en regarder le verso. |
devirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dans un accès de rage, Barbara a retourné la table. |
baş aşağı çevirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Si vous retournez le bol, le pudding devrait en sortir facilement. |
tersini çevirmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Marie a retourné son cahier quand Roger s'est penché pour lire ce qu'elle écrivait. |
tersyüz etmek, tersine çevirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tu dois retourner tes t-shirts avant de les plier. |
tersyüz etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Voyant qu'il avait mis son pull à l'envers, James l'a retourné. |
yüzünü çevirmekverbe transitif (une carte) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Posez vos cartes sans les retourner. |
çevirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle retourna le papier pour qu'il ne voie pas ce qui était écrit dessus. |
üzmekverbe transitif (populaire, figuré : bouleverser) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ses mots l'ont retournée, et elle s'est mise à pleurer. |
saf değiştirtmekverbe transitif (espionnage : argot) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Un gouvernement étranger a retourné un de nos agents. |
tersyüz etmek, tersini çevirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Melanie a retourné la veste pour que le côté rouge soit à l'extérieur. |
baş aşağı çevirmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai retourné mon sac et en ai secoué le contenu, dans l'espoir d'y trouver mes clés. |
baş aşağı etmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kafa yormak(figuré, familier : une décision) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne savais pas du tout si je devais quitter mon travail et j'ai retourné la décision dans tous les sens pendant des semaines. İşimden ayrılıp ayrılmamak konusunda çok kararsızdım ve haftalar boyu buna kafa yordum. |
altüst etmek, bozmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tony retourna une pierre et trouva des douzaines de fourmis dessous. |
iyice aramak, altını üstüne getirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
geri göndermekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si les vêtements vendus par correspondance ne vont pas, vous pouvez généralement les renvoyer au fournisseur. |
altını üstüne getirmek(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les cambrioleurs ont mis la maison sens dessus dessous en cherchant des objets de valeur. |
döndürmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Faites tourner le couvercle dans le sens des aiguilles d'une montre. |
iade etmekverbe transitif (un article acheté) (satın alınan malı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
geri, geriyeverbe intransitif (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Après le pique-nique, ils sont retournés à la voiture et sont rentrés. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Geriye doğru ilerleyin lütfen. |
yağma etmek, soymak, talan etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
arkaya dönmekverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si tu te retournes, tu verras un magnifique coucher de soleil. |
dönmekverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si tu n'arrives pas à dormir, retourne-toi sur le côté et réessaye. |
çevrilmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La tête de l'homme tourna et il me vit. |
geri dönmek(à son point de départ) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) C'est gentil de nous inviter, mais nous devons rentrer. |
tekrar ziyaret etmek, yeniden ziyaret etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
arkaya/arkasına bakmadan
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Rob a quitté son travail sans se retourner et se dit qu'il s'agit de la meilleure décision qu'il ait prise. |
eski haline dönmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
külahları değişmeklocution verbale (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ters tepmek, geri tepmek(plan, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Son plan s'est retourné contre lui et maintenant, les électeurs veulent qu'il démissionne. |
eski haline dönmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le patient a progressé puis régressé. |
dönmek, dönüvermek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
-e düşman olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le chien s'est attaqué à (or: s'en est pris à) son maître sans explication et a dû être piqué. |
dönmek(eski haline) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les médicaments ont cessé de faire effet et elle est retombée dans un état végétatif. Après un traumatisme grave, certaines personnes retombent en enfance. |
yana dönmekverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) À cause de son mal de dos, il avait du mal à se retourner dans son lit. |
hızlıca dönmekverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'animal se retourna et se jeta sur moi à nouveau. |
bırakıp gitmeklocution verbale (figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ters dönmekverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La voiture a heurté un nid-de-poule, s'est retournée et a atterri sur le toit. |
geriye dönmekverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
devam etmek(kaldığı yerden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'aimerais bien poursuivre cette conversation, mais il faut que je retourne à mon travail. |
üzerinde düşünmek, kafa yormak, kafa patlatmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il s'est arrêté pour bien réfléchir à ses options avant de prendre une décision. |
geri dönmekverbe intransitif (önceki evine, yerine, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je vais retourner (habiter) chez mes parents après les examens. |
-e geri dönmekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'aimerais retourner à Paris un jour. |
düşünüp taşınmak, derin düşünmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tom aimait boire du vin en réfléchissant aux grandes questions du jour. |
düşman etmekverbe transitif (birisine) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La famille l'a retourné contre moi. |
geri dönmekverbe transitif indirect (bir şeye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je suis revenu à la version précédente du logiciel et cela a fonctionné à merveille. |
detaylı olarak incelemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
geri dönmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'aimerais bien retourner dans ma ville natale un de ces jours. |
zorla bıraktırmak(birisine bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
(domuz) burnu ile yeri eşelemeklocution verbale (cochon) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
geri tepmek(mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ian a appelé la police en prétendant avoir commis un délit, mais la blague s'est retournée contre lui quand les policiers sont venus l'arrêter. |
sık sık fikir değiştirmeklocution verbale (figuré, péjoratif) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
parende atmakverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Kate se retourna sur le dos. |
ani politika değişikliği yapmak(figuré, péjoratif) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le candidat a retourné sa veste sur les questions de santé et d'environnement. |
aleyhine dönmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
önyargı verdirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'influence de la frange d'extrême-droite a monté les éléments plus modérés du parti contre les minorités ethniques. |
geriyeverbe pronominal (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il se retourna et réalisa que sa petite amie était derrière lui. |
dönme, dönüp durmaverbe pronominal (yatakta, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle avait beau se tourner, elle n'arrivait pas à trouver une position confortable. |
posizyon değiştirmekverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle se retourne tout le temps dans son lit. |
(uykuda) bir o yana bir bu yana dönmekverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Robert s'est tourné et retourné toute la nuit parce qu'il était stressé pour l'examen du lendemain matin. |
yürüyerek geri dönmek(à pied) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quand il a réalisé qu'il avait oublié d'acheter des œufs, Ray est retourné au magasin. |
geri dönmekverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık retourner'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
retourner ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.