Hintçe içindeki नस ne anlama geliyor?
Hintçe'deki नस kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte नस'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Hintçe içindeki नस kelimesi sinir anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
नस kelimesinin anlamı
sinirnoun यह बैसिलस नसों, हड्डियों, आँखों और कुछ अंगों को नुकसान पहुँचाता है। Basil sinirlere, kemiklere, gözlere ve başka bazı organlara zarar verir. |
Daha fazla örneğe bakın
इसकी वज़ह से मेरे घुटने के नीचे की नसें बेजान हो गईं और ठीक होने में मुझे तीन महीने लग गए। Sonuç olarak, dizaltı sinirlerim ezildi ve iyileşmesi üç ay aldı. |
और पूरे शरीर में एक भी ऐसा अंग नहीं है जो बेकार हो; न ही छोटी-से-छोटी माँस-पेशी या हड्डी बेकार होती है, और ना ही कोई नस बेकार होती है। Bununla birlikte bedendeki hiçbir şey -bir kas, bir sinir ya da bir damar- asla yararsız değildir. |
ऑपरेशन में काम आनेवाले औज़ार: कुछ औज़ार खून की नसों की चीर-फाड़ करने के साथ-साथ, फौरन उन्हें सील भी कर देते हैं। Ameliyat aletleri: Bazı aygıtlar aynı anda, hem damarları keser hem de kapatır. |
2 जी हाँ, इंसान के शरीर में बहुत-से हिस्से या अंग हैं और हरेक का कुछ-न-कुछ ज़रूरी काम है, चाहे वह एक नस हो या मांस-पेशी या कोई अंग। 2 Evet, insan vücudunda birçok kısım, yani organ vardır ve her biri bir ihtiyacı karşılar. |
नाक की नथ से भी काफी खतरा रहता है क्योंकि इससे आस-पास की नसों में इन्फेक्शन लग सकता है और यह दिमाग तक फैल सकता है। Hızmalar da risklidir; bu bölgedeki bir enfeksiyon yakınlardaki kan damarlarını etkileyebilir ve beyne kadar yayılabilir.” |
तो क्या इसका यह मतलब होगा कि आप शराब मुँह से तो नहीं पी सकते, मगर नसों के ज़रिए शरीर में ज़रूर चढ़वा सकते हैं? Bu, alkolü ağızdan değil de damardan alabileceğiniz anlamına gelir mi? |
इस वजह से न सिर्फ जबड़े में पायी जानेवाली नसें सुरक्षित रहती हैं, बल्कि जबड़े में कुछ जगहों पर चीज़ों को भाँपने की इतनी कमाल की काबिलीयत होती है, कि इंसान इसे अब तक माप नहीं पाया है। Bu özellik, çenenin içindeki sinir liflerini korumanın yanı sıra büyük bir duyarlılık da sağlıyor, hatta bu duyarlılık bazı noktalarda ölçülemeyecek kadar yüksek. |
समय के चलते इन दवाइयों का सिर्फ असर ही कम नहीं हो जाता, बल्कि इससे कुछ लोगों को काफी खतरनाक साइड एफॆक्ट्स भी होते हैं, जैसे खून में ज़रूरी कोशिकाओं की कमी, खून न जमना, और हाथ-पैर की नसों को नुकसान पहुँचना। Bu ilaçlar zamanla etkisini yitirmekle kalmadı; aynı zamanda bazı kişilerde, kan hücrelerinde azalma, pıhtılaşma bozuklukları, ayrıca el ve ayak sinirlerinde hasar gibi tehlikeli yan etkilere de yol açtı. |
यह समझते हुए कि रोम के साथ भावी संघर्ष मौखिक व्यवस्था के संचारण को ख़तरे में डाल सकते हैं, जूडाह ह-नसी ने इसे एक ऐसा रूप देने का निश्चय किया जो इसे सुरक्षित रख पाता। Gelecekte Roma ile girişilecek çatışmaların sözlü kanunun aktarımını tehlikeye sokabileceğinin bilincine varan Yehuda ha-Nasi, ona korunmasını sağlayacak bir biçim vermeye karar verdi. |
असल में, जूडाह ह-नसी के समय में रबीनी अकादमियों में जिन बातों पर चर्चा की जाती थी और जो सिखाया जाता था, इसमें उसका सार था। Gerçekte o, Yehuda ha-Nasi’nin zamanındaki haham akademilerinde tartışılan ve öğretilenleri özetliyordu. |
जैसे जैसे पीयूष ग्रंथि बढ़ती है वह मस्तिष्क में दृष्टि की नस को दबाने लगती है परिणामस्वरूपं महाकायता वाले व्यक्ति या तो दोहरी दृष्टि या निकटदृष्टि होते हैं। Hipofiz tümörü, büyüdükçe, genelde beyninizdeki görsel sinirlere baskı uygulamaya başlar, sonuç olarak akromegali hastası olan insanlar ya çift görürler ya da uzağı göremezler. |
उचित ढंग से लहू बहाए हुए लोथ में भी, मांस में थोड़ा-बहुत लहू रहता है, परन्तु बाइबल में कुछ भी यह सूचित नहीं करता कि मांस ख़रीदनेवाले यहूदी को इन तथ्यों को जानने के लिए बहुत परिश्रम करने की ज़रूरत थी, कि मारने और लहू निकालने के बीच कितने मिनट बीते, लहू के बहाव के लिए कौनसी धमनी या नस काटी गई, और पशु को कैसे टाँगा गया तथा कितनी देर के लिए। Kanı uygun şekilde akıtılmış bir ölü hayvanın etinde küçük miktarda kan kalırdı, ama Mukaddes Kitapta, et satın alan bir Yahudinin, hayvanın öldürülmesiyle kanının akıtılması arasında kaç dakika geçtiği, kanın akması için hangi toplardamar veya atardamarın kesildiği ve hayvanın nasıl ve ne kadar zaman için asılı kaldığı gibi gerçekleri öğrenmek üzere aşırılığa kaçması gerektiğini gösteren hiçbir şey yoktu. |
इनकी वजह से खून में ज़हर फैल सकता है, खून बहना बंद नहीं होता, खून में थक्के जम सकते हैं, नसों को नुकसान पहुँच सकता है और खतरनाक संक्रामक बीमारियाँ भी लग सकती हैं। Bunlar ayrıca kan zehirlenmesine, kanamalara, kanın pıhtılaşmasına, sinirlerin hasar görmesine ve ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. |
इस स्थिति में, अगर इपाइनेफ्राइन प्रभावी नहीं हो तो नसों में ग्लूकागॉन दिया जा सकता है। Bu durumda, eğer epinefrin etkili olmazsa, damardan glükagon uygulanabilir. |
उसने १८ महीने जेल की सज़ा काटी मगर वहाँ भी उसने भूख हड़तालों में हिस्सा लेकर और एक बार अपनी कलाई की नस काटने के ज़रिए अपनी राजनीतिक सरगर्मी जारी रखी। Pedro hapiste 18 ay kaldı, parmaklıkların arkasındayken bile siyasi eylemlerini sürdürdü; açlık grevlerine katıldı ve bir keresinde bileklerini kesti. |
फिर उसने देखा कि “उन पर नसें चढ़ गईं और मांस भर गया।” Sonra kemikler “kasla ve etle” örtülmeye başlar. |
क्या बेइंसाफी इंसानी समाज की नस-नस में इस कदर समा चुकी है कि इसे कभी-भी खत्म नहीं किया जा सकेगा? Adaletsizlik, insan toplumunun özüne sökülüp atılamayacak şekilde yerleşmiş midir? |
तो मैंने इलाज के बारे में कुछ युक्तियाँ सींखी| जैसे कि कीमो जाने से पूर्व, आप सुनिश्चित करें कि आपने पर्याप्त पानी पिया है और कि आप गर्म रहें, इससे नर्सों को आपकी नसें खोजने में आसानी होती है| Benim için, tedavinin kendisi hakkında öğrendiğim ipuçları ve kısayollar vardı, mesela kemoya gitmeden önce, hemşirelerin damarlarını bulmalarına yardımcı olduğu için susuz kalmadığından ve sıcak olduğundan emin olmalısın. |
(व्यवस्थाविवरण १२:२०) वह यह भी कहती है कि प्राणों में रक्त होता है जो उनकी नसों में दौडता है क्योंकि वह “निर्दोष दरिद्र व्यक्तियों के प्राणों [सोल्स्] के लहू चिन्ह” के बारे में बताती है।—यिर्मयाह २:३४. (Tesniye 12:20) Aynı zamanda, canların, damarlarından geçen kana sahip olduğunu söyler, çünkü “suçsuz fakir canların kanları”ndan söz edilir.—Yeremya 2:34. |
यदि इसे अनुपचारित छोड़ दिया जाए, तो कुष्ठरोग बढ़ सकता है, जिससे त्वचा, नसों, हाथ-पैरों और आंखों में स्थायी क्षति हो सकती है। Preklamsi semptomları belirirse, en yaygın olanları baş ağrısı, görme bozukluğu (genellikle “ışık çakması” şeklinde), kusma, epigastrik ağrı ve ödem (şişme)’dir. |
यह कटी हुई नस से पराया लहू लेने के समान है, चाहे वह मुँह से हो या आधान के उपकरणों द्वारा हो। Bir başkasının kanının kesilen bir damardan ağız yoluyla ya da bazı alet ve gereçlerle alınması da aynı şeydir. |
यह बैसिलस नसों, हड्डियों, आँखों और कुछ अंगों को नुकसान पहुँचाता है। Basil sinirlere, kemiklere, gözlere ve başka bazı organlara zarar verir. |
माइग्रेन सर्जरी, जिसमें सिर और गर्दन के आसपास कुछ नसों का असंपीड़न किया जाता है, उन लोगो के लिये एक विकल्प हो सकता है जिनमें दवाओं से सुधार नहीं हो रहा हो। Baş ve boyun çevresindeki bazı sinirlerin dekompresyonunu içeren migren cerrahisi, ilaçla düzelmeye sağlanamayan bazı kişiler için bir seçenek olabilir. |
(भजन 78:8, नयी हिन्दी बाइबिल) इसलिए, वह उनसे मुँह पर कह देता है: “तू हठीला है और तेरी गर्दन लोहे की नस और तेरा माथा पीतल का है।” (Mezmur 78:8) Tanrı onlara açıkça ‘inatçısın, boynun demir sinirli ve alnın tunçtan’ diyor. |
ह-नसी उपाधि का अर्थ है “राजकुमार,” जो दिखाता है कि अपने संगी यहूदियों की नज़रों में उसका क्या ओहदा था। Ha-Nasi unvanı “prens” anlamına gelir; bu, onun soydaşlarının gözündeki saygın yerini gösteriyordu. |
Hintçe öğrenelim
Artık नस'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.
Hintçe sözcükleri güncellendi
Hintçe hakkında bilginiz var mı
Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.