Hintçe içindeki रोजगार ne anlama geliyor?
Hintçe'deki रोजगार kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte रोजगार'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Hintçe içindeki रोजगार kelimesi iş, görev, meslek, kullanım, meşguliyet anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
रोजगार kelimesinin anlamı
iş(employment) |
görev(work) |
meslek(work) |
kullanım(employment) |
meşguliyet(work) |
Daha fazla örneğe bakın
फिर भी, कभी-कभी एक मसीही के लिए ऐसा रोज़गार ढूँढना मुश्किल होता है जो बाइबल के स्तरों के सामंजस्य में हो। İsa’nın bir takipçisi için Mukaddes Kitap standartlarıyla uyumlu bir iş bulmak bazen zor olabilir. |
चेतावनी के दो शब्द: कोई रोज़गार शुरू करने से पहले उससे जुड़े खर्च और दूसरी बातों के बारे में पूरी जानकारी ज़रूर लीजिए। Bir uyarı: Sana nelere mal olacağını ve tüm faktörleri incelemeden herhangi bir girişimde bulunmak üzere acele etme. |
(मत्ती २४:१४; २८:१९, २०) कुछेक क्षेत्र सेवकाई में बस कम से कम हिस्सा लेते हैं, शायद यह तर्क करके कि रोज़गारी कमाने और परिवार का भरण-पोषण करने के दबावों से इस से ज़्यादा करना उनके लिए मुश्किल है। (Matta 24:14; 28:19, 20) Bazılarının, tarla hizmetine zayıf bir katkısı var. Belki de hayatlarını kazanmak veya ailesini geçindirmek için fazla çalışmaları gerektiğinden buna fazla vakit ayıramadıklarını ileri sürerler. |
विदेशी मदद का कोई वित्तीय अनुदान स्थायी रूप से रोज़गार प्रदान करने वाला नहीं है 25 करोड़ अफ्रीकी युवाओं को। 250 milyon Afrikalı Genci sürdürülebilir bir şekilde istihdam edecek her hangi bir yabancı yardım miktarı yoktur. |
शास्त्र की नक़ल उतारना असल में प्राचीन इस्राएल में एक रोज़गार बन गया। Aslında, Kutsal Yazıların kopyalarını çıkarmak eski İsrail’de bir meslek haline gelmişti. |
इससे गैर-सिंहलियों को रोजगार मिलना लगभग असंभव हो गया। Kızılbaşlara yetişmek neredeyse imkânsızdır. |
कुछ देशों में ९० प्रतिशत से ज़्यादा लोग ग़रीबी में जीते हैं; संसार का ३० प्रतिशत श्रम बल, अर्थात् लगभग ८० करोड़ लोग बेरोज़गार या अल्प-रोज़गार हैं—और संख्या बढ़ती जा रही है। Bazı ülkelerde nüfusun yüzde 90’ından fazlası yoksulluk içinde yaşıyor; dünyadaki işgücünü oluşturan insanların yüzde 30’u, yani yaklaşık 800 milyon kişi ya işsizdir ya da geçimini sağlamasına yetmeyen, düşük gelirli bir işte çalışmaktadır—bu kişilerin sayısı giderek artıyor. |
पहल करने और विदग्धता प्रदर्शित करने के द्वारा कुछ लोग उपयोगी सेवाएँ प्रदान करने के द्वारा रोज़गार उत्पन्न करने में समर्थ हो सके हैं। Bazıları inisiyatiflerini ve pratik zekâlarını kullanarak yararlı hizmetlerde bulunup iş olanakları yaratabilmiştir. |
मेरा परिवार अब भी ग़रीबी में गुज़ारा कर रहा था, और इस रोज़गार से उनकी आर्थिक समस्याएँ हल हो जातीं। Ailem hâlâ yoksulluk içinde yaşıyordu ve bu iş onların ekonomik sorunlarını çözecekti. |
एक व्यक्ति के लिए कहीं ज़्यादा बुद्धिमानी की बात है कि अपना मन अपने “पशुओं के झुण्डों” पर लगाए, अर्थात अपने रोज़गार के पक्के ज़रिये पर पूरा ध्यान दे। Bir kişinin yüreğini “sığırlarına” vermesi, yani tüm dikkatini kendi güvenilir iş alanına yöneltmesi çok daha akıllıcadır. |
(ब) कोई मसीही किस प्रकार का रोज़गार स्वीकार नहीं करेगा, और क्यों नहीं? (b) İsa’nın bir takipçisi ne tür bir iş kabul etmeyecek, neden? |
इन अध्ययनों की अवधि चुने गए व्यवसाय या रोज़गार की क़िस्म के अनुसार फ़रक होगी। Bu ek eğitimin süresi, seçilen sanata veya mesleğe bağlıdır. |
१४ कुछ देशों में, माध्यमिक स्कूल व्यवसायिक प्रशिक्षण देते हैं जो एक जवान मसीही को स्कूल समाप्त करने के समय तक किसी व्यवसाय या रोज़गार के लिए तैयार कर देता है। 14 Bazı ülkelerde ortaokul veya liselerde, İsa’nın genç bir takipçisini okulu bitirdikten sonra çalışabileceği bir mesleğe veya işe hazırlayan meslek öğrenimi verilir. |
पहला यह है कि ये बारीकी से परिभाषित रोजगार रोबोटों द्वारा विस्थापित होने वाले पहले पहल होंगे क्योंकि एकल-कार्य रोबोट का निर्माण सबसे आसान है। İlki, bu dar tanımlanmış işler robotlar tarafından ilk üstlenecek olanlardır, çünkü tekdüze görev robotları inşa edilmesi en kolay olanıdır. |
मेरा अपना रोज़गार था इसीलिए मैंने उसके साथ प्रचार में खूब समय बिताया और उससे अच्छी ट्रेनिंग भी पायी। Kendime ait bir işim olduğundan, vaaz etme faaliyetinde birlikte çok vakit harcadık ve ondan çok değerli bir eğitim aldım. |
रोज़गार: ज़्यादातर लोग खेती-बाड़ी करते हैं। Geçim Kaynağı Nüfusun çoğununun geçim kaynağı tarımdır. |
दक्षिणी यूरोप में बहुत से बच्चे सवेतन रोज़गार करते हैं, खासकर वे खेती जैसे मौसमी काम और छोटे वर्कशॉप (कारखानों) में काम करते हैं। Güney Avrupa’da çok sayıda çocuk, özellikle tarım işçiliği gibi mevsimlik işlerde ya da küçük atölyelerde bir ücret karşılığında çalıştırılıyor. |
रोज़गार दफ्तर के बाहर सैकड़ों लोगों की कतार लगी रहती थी, लेकिन बस दो या तीन को ही मज़दूरी पर लिया जाता था। İş bulma bürosunda, dışarılara uzayan kuyruktaki insanlardan sadece ikisi veya üçü işe alınırdı. |
इस दुनिया के बिटारिस और एडेनाइकी के बारे में सोचिये, जो ऐसी अविश्वसनीय बातें कर रही हैं जो विश्व अर्थव्यवस्था में सामने ला रही हैं और साथ ही वो ये भी निश्चित कर रही हैं, कि उनके साथी पुरुषों और महिलाओं को रोज़गार मिला हुआ हो, और कि उन घरों में बच्चों को शिक्षा मिले क्योंकि उनके माता पिता पर्याप्त आय अर्जित कर रहे हैं। Bu dünyadaki Beatrice'leri düşünün, Adenike'leri düşünün, onlar, kendilerini küresel ekonomiye getiren muhteşem şeyler yaparken aynı zamanda erkek ve bayan arkadaşlarının çalışmalarını sağlıyorlar ve bu ailelerin çocuklarının eğitilmesini sağlıyorlar çünkü velileri bunun için yeterli para kazanıyor. |
अब, बस इस बारे में सोचें: भले ही हम सक्षम थे इस नेटवर्क को खत्म करने के लिए और सिर्फ एक देश में उत्पादों का उत्पादन के लिए, जो करने की अपेक्षा कहना आसान है, हम फिर भी केवल बचा रहे होंगे या सुरक्षित कर रहे होंगे 10 में से एक खोया विनिर्माण रोज़गार। Şunu düşünün: Bu ağı dağıtabilsek ve ürünler tek bir ülkede üretilse, bu arada söylemek yapmaktan daha kolay, işlerimizin yine de sadece 10%'unu koruyabilirdik. |
इसके अलावा, ग़ैर-आदिवासियों के लिए आवास और रोज़गार की कमी है, जिससे उन लोगों को जीना मुश्किल हो जाता है जो वहाँ रहने के लिए गए हैं। Buna ek olarak yerli olmayanların kolay kolay ev ve iş bulamaması oraya yerleşenlerin yaşamını zorlaştırmaktadır. |
अधिकांश किशोर और अनेक वयस्क जन स्कूल में या अपने रोज़गार के स्थानों में सनकी, लापरवाह ढंग के परिधानों में घिरे हुए हैं। Gençlerin çoğu ve birçok yetişkin okulda ve işyerlerinde modaya uygun, çapaçul giyim tarzlarını benimseyen kişilerle birlikteler. |
मैं वहां गयी हूँ, और मेरी मुलाक़ात हुई है उन छोटे किसानों से जिन्होंने अपना रोज़गार निर्माण किया है, इसके द्वारा मिले अवसर और आधार पर. Oraya gittim; bunun sayesinde yaratılan fırsat ve platform üzerine kendi yaşamlarını kuran küçük çiftçilerle tanıştım. |
(२ तीमुथियुस ३:१) सांसारिक रोज़गारी, बाल पालन-पोषण, पाठशाला, और मण्डली की ज़िम्मेदारियाँ, सभी हमारे समय पर भारी माँग डालती हैं। (II. Timoteos 3:1) Dünyevi iş, çocuk yetiştirme, okul ve cemaatteki sorumluluklar çok vaktimizi alabilir. |
ILO के अनुसार पासपोर्ट जब्त करना जबरन मज़दूरी कराने का एक प्रमुख सूचक है, विशेषकर तब, जब कामगारों को धमकियाँ मिलती हों या आर्थिक दंड का भय दिखाया जाता हो, कामगारों को पुलिस के हवाले किया जाता हो, उन्हें काम से निकाल दिया जाता हो या उन्हें कोई दूसरा रोज़गार प्राप्त करने से रोक दिया जाता हो—कतर के निर्माण कामगारों के बीच ये सभी भय व्याप्त हैं। ILO pasaporta el konmasını, özellikle de parasal ceza tehditi ya da ihtimali, işçileri polise teslim etme, işten çıkarma da başka iş bulmalarını engelleme gibi uygulamalarla birleştiğinde, zorla çalıştırma uygulamasının temel göstergelerinden biri olarak kabul eder – bunların tamamı Katar’daki inşaat işçilerinin ortak korkuları. |
Hintçe öğrenelim
Artık रोजगार'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.
Hintçe sözcükleri güncellendi
Hintçe hakkında bilginiz var mı
Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.