İngilizce içindeki nature ne anlama geliyor?

İngilizce'deki nature kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte nature'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki nature kelimesi doğa, tabiat, doğa, tabiat, yapı, doğa gücü, tabiat gücü, doğal manzara, mizaç, tabiat, doğa, doğa, çeşit, tür, tip, doğa yaşamı, doğa güçleri, insan doğası, insan tabiatı, Tabiat Ana, Doğa Ana, ikinci doğa anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

nature kelimesinin anlamı

doğa, tabiat

noun (the natural world)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He loves nature so much that he is thinking about becoming a park ranger.
Doğayı o kadar seviyor ki parkta korucu olarak çalışmak istiyor.

doğa, tabiat, yapı

noun (characteristics, essence)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
It's in a cat's nature to be predatory.

doğa gücü, tabiat gücü

noun (natural force)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The forces of nature should not be resisted. These hurricanes are powerful.

doğal manzara

noun (scenery)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Look at the nature round here! It's so beautiful!

mizaç

noun (personality)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He is rough on the outside, but once you get to know him, you realize that his nature is basically good.

tabiat, doğa

noun (drives, impulses) (huy)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
You shouldn't be surprised at his reaction. It is human nature.

doğa

noun (heredity, not nurture) (kalıtım, ırsiyet)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Is a child's intelligence due to nature or nurture?

çeşit, tür, tip

noun (type, kind)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Data of this nature tends to be useless for our work.

doğa yaşamı

noun (primitive mode of human life)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
In some documentaries, you can see people living in nature in Africa.

doğa güçleri

plural noun (earthquakes, hurricanes, etc.)

(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.)
Designing buildings to resist the forces of nature, especially earthquakes, is a challenging task.

insan doğası, insan tabiatı

noun (innate psychological characteristics of humans)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The greedy man stole from his neighbors, but isn't that just human nature?

Tabiat Ana, Doğa Ana

noun (figurative (personification of natural world)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The developers built everywhere, with no regard for Mother Nature.

ikinci doğa

noun ([sth] instinctive)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Driving quickly becomes second nature once you've passed your test.

İngilizce öğrenelim

Artık nature'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

nature ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.