İngilizce içindeki there ne anlama geliyor?
İngilizce'deki there kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte there'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki there kelimesi orada, orada, o noktada, var, mevcut, o konuda, oraya, o yere, orada, işte, aşağıda, cehennemde, genital bölgede, dişini sık, sık dişini, orada burada, ara sıra, içeriye, içeri, faydası yok, yararı yok, faydası yok, yararı yok, dışarıda, uzayda, orada/oraya, al işte, var, var, işler, vb. göründüğü gibi değil/bu işin içinde başka bir iş var, şüpheniz olmasın, kuşkunuz olmasın, şüphesiz, kuşkusuz, al işte, aferin anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
there kelimesinin anlamı
oradaadverb (in or at that place) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) He was there at the bar. Orada, bardaydı. |
orada, o noktadaadverb (at that point) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) OK, class, let's stop there. It's time for lunch. |
var, mevcutpronoun (introductory pronoun) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There is a way. Bir yolu var. |
o konudaadverb (on that issue) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) I agree with you there. |
oraya, o yereadverb (to that place) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) I'm going there tonight. |
oradaadverb (indicating location) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) There he is. |
işteinterjection (approval) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) There! That's just what we need. |
aşağıdaadverb (in that lower place) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) I don't want to go down there; the basement looks scary! |
cehennemdeadverb (figurative, euphemism (in or to Hell) (mecazlı) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
genital bölgedeadverb (figurative, euphemism (in genital area) (mecazlı) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
dişini sık, sık dişiniinterjection (informal (do not be discouraged) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Hang in there, John, you've almost made it! |
orada buradaadverb (in various places) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) He lived an aimless existence, wandering here and there but never settling anywhere. |
ara sıraadverb (from time to time) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
içeriye, içeriadverb (in or into that place) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) I'm going in there. Are you coming too? |
faydası yok, yararı yokexpression (it is pointless) It's no use calling out his name, he can't hear you any more. |
faydası yok, yararı yokexpression (it is pointless) There's no point in asking Jake if you can borrow his car; he'll say no. There's no use in telling me now that I shouldn't put that vase there; you should have mentioned it before I knocked it over and broke it. |
dışarıdaadverb (outside) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Be sure to put a coat on; it's freezing out there! |
uzaydaadverb (informal (in space) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Have you ever looked at the stars and wondered if there's anyone out there? |
orada/orayaadverb (in that direction or place) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) The cake is over there. |
al işteinterjection (informal (expressing defiance, determination) I don't need your help anyway! So there! |
varexpression (indicating [sth] plural) (çoğul) There are fifteen men in this office and only three women. |
varexpression (indicating [sth] singular) (tekil) There's a bank just across the street. |
işler, vb. göründüğü gibi değil/bu işin içinde başka bir iş varexpression (This is not what it seems.) The carpet's wet – there's more to this than meets the eye. |
şüpheniz olmasın, kuşkunuz olmasıninterjection (it is indisputable) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) He's an evil man; there is no question. |
şüphesiz, kuşkusuzexpression (it is indisputable that) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) There is no question many citizens resent paying taxes. |
al işteexpression (just as expected) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) There you go; I knew the cat wouldn't come when you called his name. |
aferinexpression (good job) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) There you go! I knew you could do it! |
İngilizce öğrenelim
Artık there'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
there ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.