İngilizce içindeki typing ne anlama geliyor?

İngilizce'deki typing kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte typing'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki typing kelimesi (bilgisayarda) yazma, daktilo etme, tipleme, türünü/cinsini belirleme, tip, çeşit, tür, harf, karakter, daktilo etmek, daktilo ile yazmak, daktiloda yazmak, daktilo kullanmak, tip, kişi, kimse, harf, yazı karakteri, tip, kan grubunu saptamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

typing kelimesinin anlamı

(bilgisayarda) yazma, daktilo etme

noun (use of a keyboard to compose text)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Typing is a skill everyone needs these days.

tipleme, türünü/cinsini belirleme

noun (science: determination of type)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Typing the samples took some time.

tip, çeşit, tür

noun (particular kind, class)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
This type of food is my favourite.
En beğendiğim yemek çeşidi budur.

harf, karakter

noun (printing: character) (matbaa)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
This six-point type is too small.
ⓘBu cümle, İngilizce cümlenin çevirisi değildir. Bu kitabın harfleri çok küçük, okumakta zorlanıyorum.

daktilo etmek

transitive verb (typewrite, on keyboard)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
We will have to type the essay.
Raporu daktilo etmemiz gerekecek.

daktilo ile yazmak, daktiloda yazmak, daktilo kullanmak

intransitive verb (typewrite)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Mr. Jones never learned how to type.
Mehmet Bey, daktilo kullanmayı hiç öğrenemedi.

tip

noun (character)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I've come across his type before.

kişi, kimse

noun (UK, informal (person)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Yes, I've met him. Strange type.

harf

noun (printing: collective)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
This essay's type is easy to read.

yazı karakteri

noun (printed character)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
That type is a serif face.

tip

noun (person: attractive to [sb])

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Sara's not my type; she's too serious.
ⓘBu cümle, İngilizce cümlenin çevirisi değildir. Bu adam benim tipim değil.

kan grubunu saptamak

transitive verb (determine: blood type)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The nurse is going to type my blood.

İngilizce öğrenelim

Artık typing'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

typing ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.