İspanyolca içindeki afecto ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki afecto kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte afecto'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki afecto kelimesi ilgilendirmek, alâkadar etmek, etkilemek, tesir etmek, etkisi olmak, zedelemek, etkilemek, yakasına yapışmak, acı vermek, ıstırap vermek, hafif zarar vermek, zarar vermek, hasar vermek, zarar vermek, derinden etkilemek, sarsmak, zayıflatmak, bozmak, etki yapmak, etkili/etkisi olmak, etkilemek, alakalı duygu, muhabbet, sevgi, şefkat, sevgi, muhabbet, merhamet, şefkat, şok etmek, yaralamak, şoke etmek, şaşkına çevirmek, etkilemek, ilgilendirmek, alakadar etmek, darlığa düşürmek, dara düşürmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
afecto kelimesinin anlamı
ilgilendirmek, alâkadar etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Este es un tema que nos afecta a todos. Bu konu herkesi ilgilendirmektedir (or: alâkadar etmektedir). |
etkilemek, tesir etmek(persona) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El nuevo plan del gobierno va a afectar a mucha gente. Hükümetin planı pek çok insanı etkileyecek. |
etkisi olmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Después de un par de copas, te das cuenta de que este vino te empieza a afectar. |
zedelemek(gurur, güven, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El rechazo de Gareth afectó el orgullo de Julie. |
etkilemek(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Las dificultades financieras han afectado la habilidad de la compañía para comenzar nuevos proyectos. |
yakasına yapışmak(hastalık, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Lo afectó una enfermedad misteriosa. |
acı vermek, ıstırap vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El bosque estaba afectado por una nueva enfermedad de los árboles. |
hafif zarar vermekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Las flores han sido afectadas por la escarcha. |
zarar vermek, hasar vermek(bir şeye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El incendio del garaje no dañó la casa. Garajdaki yangın eve zarar (or: hasar) vermedi. |
zarar vermek(figurado) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los comentarios de Bob sobre el desempleo dañaron su oportunidad de ser reelecto. |
derinden etkilemek, sarsmak(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La mala noticia va a hacer que se estremezca. |
zayıflatmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La brillante luz del sol alteró la visión de Frank. |
bozmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El mal tiempo perturbó las emisiones de televisión y radio de la zona. |
etki yapmak, etkili/etkisi olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La presión del trabajo está impactando en su vida privada. |
etkilemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Se espera que la recesión económica tenga impacto en los beneficios de la compañía. |
alakalı duygunombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
muhabbet, sevgi, şefkat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Alex miró al gatito con afecto. |
sevgi, muhabbet
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los apodos normalmente son muestras de afecto. |
merhamet, şefkat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sus escritos están colmados de un sentimiento profundo por sus personajes. |
şok etmek(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La noticia de que su esposo perdió el trabajo sacudió a Leah. |
yaralamak(psikolojik anlamda) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La negligencia de sus padres acabó haciéndole mella al niño. |
şoke etmek, şaşkına çevirmek(emocional) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La noticia impresionó a Sarah, y tuvo que sentarse. |
etkilemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lo que hiciste daña tu imagen. |
ilgilendirmek, alakadar etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No te preocupes, este asunto no te incumbe. |
darlığa düşürmek, dara düşürmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La recesión afectó a muchos habitantes. |
İspanyolca öğrenelim
Artık afecto'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
afecto ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.