İspanyolca içindeki aviso ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki aviso kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte aviso'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki aviso kelimesi ikazda bulunmak, bildirmek, uyarmak, ikaz etmek, haberdar etmek, bildirmek, haber vermek, ihtar çekmek, aramak, işaret, ikaz, uyarı, ikaz, uyarı, ihtar, uyarı, ikaz, tüyo, uyarı, ikaz, ihbarname, hatırlatma, uyarmak, uyarı, ikaz, bildirim yapma, reklam, çağırmak, önceden haber vermek, haber vermek, bildirmek, önceden uyarmak, bildirmek, tekrar bilgi vermek, yeniden bilgilendirmek/söylemek, haber vermek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
aviso kelimesinin anlamı
ikazda bulunmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Es importante avisar que vas a girar a la izquierda. |
bildirmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La carta del ayuntamiento avisaba a los votantes de las elecciones. |
uyarmak, ikaz etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Si algo cambia, avise a su supervisor inmediatamente. |
haberdar etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le avisé de que el camión tenía uno de los neumáticos desinflado. |
bildirmek, haber vermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El jefe comunicó a Amy que tenía derecho a recibir un aumento. |
ihtar çekmek(al dejar apartamento) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
aramak(coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Pasa por casa la próxima vez que estés por aquí y nos tomamos un café. Pasa por la casa cuando salgas del trabajo. |
işaret
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El aviso de Joanna indicaba que estaba lista para salir. |
ikaz, uyarınombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jules se dio cuenta de que tenía que tomar en serio el aviso de su empleador sobre su mal rendimiento. |
ikaz, uyarınombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Miguel dio aviso a los trabajadores de la oficina de que el jefe estaba entrando para que parecieran ocupados. |
ihtar
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Éste es el último aviso. No lo vuelvas a hacer. |
uyarı, ikaz
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Esta mañana ha habido un aviso por fuertes tormentas en las noticias. |
tüyo(gayri resmi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Evacuaron el edificio porque la policía recibió un aviso de que habían plantado una bomba ahí. |
uyarı, ikaznombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Él recibió el aviso sólo cinco minutos antes de que llegara el tren. |
ihbarname
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kim recibió una notificación del tribunal convocándola para servir como jurado. |
hatırlatma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Edward no había pagado la factura de la electricidad así que el proveedor le envió un recordatorio. |
uyarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Deberían haber emitido una advertencia sobre el tiempo. ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Onlara hava şartları konusunda uyarıda bulunmalıyız. |
uyarı, ikaz
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El ayuntamiento emitió una alerta sobre el alto contenido en bacterias del agua para consumo humano. |
bildirim yapma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ryan trabajaba en recursos humanos y se pasó todo el día escribiendo un procedimiento para la notificación a los empleados durante los despidos. |
reklam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El primer papel de Bob fue en una publicidad de jeans. |
çağırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Avise al siguiente candidato, por favor. Lütfen bir sonraki adayı içeri çağırın. |
önceden haber vermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Perry avisó a todo el mundo de que la conferencia podría acabar tarde. |
haber vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La policía llegó a la fiesta después de que alguien los pusiera en aviso. |
bildirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La oficina no esta abierta hoy, alguien debería avisar a los empleados. |
önceden uyarmak(birisini bir şey hakkında) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Es importante avisar a los niños de los peligros de hablar con extraños. |
bildirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Matthew le escribió a su jefe para notificarlo de su intención de renunciar. |
tekrar bilgi vermek, yeniden bilgilendirmek/söylemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Después de que Bobby le rogase, su madre le volvió a contar la historia. |
haber vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Estoy buscando una habitación para alquilar, si alguien sabe de algo, que me llame. |
İspanyolca öğrenelim
Artık aviso'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
aviso ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.