Fransızca içindeki guerre ne anlama geliyor?
Fransızca'deki guerre kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte guerre'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki guerre kelimesi savaş, muharebe, harp, savaş, harp, savaş hali, harp hali, savaş, harp, savaş hali, tartışma, münakaşa, savaş halinde olmak, savaşmak, anlaşmazlık içinde olmak, savaş öncesi, savaş sonrası, savaş halinde, savaş zamanı, harp zamanı, mühimmat, savaş mahkumu, savaş uçağı, savaş gemisi, savaş beyi, iç savaş, savaş ilanı, harp ilanı, çete savaşı, çete savaşları, önleyici savaş, önleyici harp (beklenen düşman saldırısını önlemek için başlatılan savaş), sinir harbi, sözlü savaş, Soğuk Savaş, dünya savaşı, İkinci Dünya Savaşı, harp oyunları, savaş oyunları, savaşa girmek, harbe girmek, savaş açmak, savaş ilan etmek, savaşmak, İkinci Dünya Savaşı sonrası, savaş halinde olmak, Vietnam Savaşı, Amerikan İç Savaşı, soğuk savaş, savaş sırasında olan, harp sırasında olan, savaş/harp sırasındaki, savaşa gitmek, harbe gitmek, saldırmak, savaş taraftarı, savaş yanlısı, mücadele içinde, savaş açmak, savaş açmak, kavgalı olmak, savaş halinde, soğuk savaş anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
guerre kelimesinin anlamı
savaş, muharebe, harpnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Beaucoup de gens étaient opposés à la guerre dans ce pays. Ülkedeki pek çok kişi savaşa karşıydı. |
savaş, harpnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La guerre dura pendant cinq années. |
savaş hali, harp halinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le pays est en état de guerre depuis trente ans. |
savaş, harp, savaş halinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La guerre est de plus en plus technologique. |
tartışma, münakaşa(litige) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les voisins se sont livré une guerre interminable sur les limites de leurs propriétés. |
savaş halinde olmak, savaşmakverbe pronominal (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les deux familles se font la guerre depuis des décennies. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Meslek sendikaları ve yönetim, maaş konusunda aylardır savaş halindeler. |
anlaşmazlık içinde olmakverbe pronominal (figuré) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les syndicats et la direction se font la guerre au sujet des salaires depuis de nombreux mois. |
savaş öncesilocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
savaş sonrasılocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
savaş halindelocution adjectivale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Le Premier ministre vient d'annoncer que la nation est en guerre. |
savaş zamanı, harp zamanınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
mühimmat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
savaş mahkumu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mon grand-père a été détenu comme prisonnier de guerre pendant la Deuxième Guerre mondiale. |
savaş uçağı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
savaş gemisinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
savaş beyinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
iç savaşnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La guerre civile a obligé la moitié de la population du pays à fuir. |
savaş ilanı, harp ilanınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Franklin D. Roosevelt a signé la déclaration de guerre en décembre 1941. |
çete savaşınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çete savaşlarınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les hommes politiques locaux préviennent que la guerre des gangs qui est livrée en ville est hors de contrôle. |
önleyici savaş, önleyici harp (beklenen düşman saldırısını önlemek için başlatılan savaş)nom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) De nombreux historiens considèrent la Première Guerre mondiale comme une guerre préventive. |
sinir harbinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sözlü savaşnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les candidats rivaux se sont lancés dans une vilaine guerre des mots l'un contre l'autre. |
Soğuk Savaşnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On soupçonnait beaucoup de personnes d'être des espions durant la guerre froide. |
dünya savaşınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nostradamus aurait prédit la troisième guerre mondiale. |
İkinci Dünya Savaşınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La Seconde Guerre mondiale (or: Deuxième Guerre mondiale) a débuté le 3 septembre 1939. |
harp oyunları, savaş oyunlarınom masculin pluriel Les commandants de l'armée utilisent des jeux de guerre pour perfectionner et pratiquer leurs tactiques. |
savaşa girmek, harbe girmeklocution verbale (pays) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La Grande-Bretagne est entrée en guerre contre l'Allemagne en 1914. |
savaş açmak, savaş ilan etmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le 1e août 1914, l'Allemagne a déclaré la guerre. |
savaşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İkinci Dünya Savaşı sonrası
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
savaş halinde olmaklocution adjectivale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La Grande-Bretagne était en guerre avec la France depuis 1803. |
Vietnam Savaşı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Des milliers de vétérans vivent encore avec les souvenirs de la guerre du Viêt Nam. |
Amerikan İç Savaşınom féminin (Histoire américaine) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La guerre de Sécession a éclaté en avril 1861. |
soğuk savaşnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
savaş sırasında olan, harp sırasında olan, savaş/harp sırasındakilocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
savaşa gitmek, harbe gitmeklocution verbale (personne) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
saldırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
savaş taraftarı, savaş yanlısıadjectif (qui pousse à la guerre) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Un politicien local va-t-en-guerre prévoit de se présenter au niveau national. |
mücadele içindelocution adjectivale (figuré) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les deux parties politiques sont en guerre sur la taxe. |
savaş açmak(figuré) (bir şeye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le Président Richard Nixon a déclaré la guerre à la drogue en 1971. |
savaş açmak(figuré) (bir şeye karşı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kavgalı olmaklocution adjectivale (figuré) (birisiyle) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) M. Ellis est en guerre contre son voisin, M. Baker, sur l'état de son jardin. |
savaş halindelocution adjectivale (figuré) (birisiyle, mecazlı) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Certains militants végétaliens sont en guerre contre les mangeurs de viande. L'Église a souvent été ouvertement en guerre contre le marxisme. |
soğuk savaşnom féminin (gizli çekişme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık guerre'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
guerre ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.